• Nisan 25, 2024

SİNEMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARPALIĞINA NELER OLUYOR.

BySemih Hasançebi

Eki 7, 2020

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI SİNEMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YILLARDIR DEVLETİN VE HALKIN PARALARININ SİNEMA DESTEĞİ ADI ALTINDA HAR VURUP HARMAN SAVRULMASINA SON VERİLMESİ İÇİN İTİRAZ EDELİM.

Haksızlığa uğradığına inanan bir mağdurun paylaşımı söyle:

“….Eylül ayının ikinci haftası toplanması gereken kurul herhangi neden vermeksizin toplanmıyor, yıl bitti herhangi haber yok, başvurular havada. Dönen paralar, kendi çevreleri için bir-iki ayakkabı kutusuyla ölçülebilir belki ama bizim hayatlarımız anlamına geliyor.” 

Bu talan, haksız kazanç, emek hırsızlığı düzeni, haram nemalanma bitmeli

SİNEMA DESTEK/HİBE PARALARI NASIL PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR?

KİMLER ÇALIYOR? KİMLER ‘CUKKALIYOR’?

2020-1 Sayılı Sinema Destekleme Kurulunca; toplam 116 projenin 3.384.000 TL desteklenmesine karar verilmiştir. Senede iki kere veriliyor 2 ile çarp. Sonra bu rakamları onlarca yıllarla çarp işte o kadar talan edilmiş tüyü bitmedik yetim hakları.

Bakanlık bildiri metni şöyle: “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca 5224 Sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında verilecek destekler için başvuru usulleri ile son başvuru ve değerlendirme toplantı tarihleri açıklandı.

Destekleme Kurulu Madde 9’a göre;  Destekleme başvurusunda bulunulan projeleri değerlendirmek ve desteklenecek olanları belirlemek üzere, Bakanlık bünyesinde Destekleme Kurulu oluşturulur. Kurul, Bakanlık temsilcisi ile ilgili alan meslek birliklerinin üyeleri arasından seçtiği birer üye ve sinema ile ilişkili alanlarda temayüz etmiş uzman kişilerden Bakanlıkça belirlenecek üç üyeden oluşur. Kurul üye sayısı onbeş kişiyi geçemez. İlgili alanda faaliyet gösteren meslek birliği sayısının onbirden fazla olması halinde, üye gönderecek birlikler önce kurulmuş olmaları dikkate alınarak belirlenir. Kurulun oluşturulmasında üye bildirimi açısından ortaya çıkan eksiklikler Bakanlıkça giderilir.

  Bütçeyi sorumsuzca talan eden kapalı gişelerini  koordineli şekilde sayaçmatiği  atlatıp duran,  Aralarında koordineli bir şekilde şirketleşen güruhu, yerli talancılardan kurtarılıp dinsiz gavurlardan oluşturulmasını öneriyoruz)

SANAT VE ESTETİK ADINA KURULAN DÜŞ DÜNYASI VE KARŞILIĞI:

Bir ömür boyu biriktirdiği estetik, yazınsal donanım bilgi ile hayalindeki hikayenin filmini çekmek isteyenler için bir fırsat doğmuştur. Ne güzel değil mi? Devlet, “ yapımcı bulamayan değerlerin imdadına yetişti!..” diye düşünüyoruz.

Karmaşık ve kapalı gişe bildirimlerle öğrenebildiğimiz davete; Günlerce uzun mesailerle istenen bir tez boyutundaki formları dolduruyor, formaliteler tamamlanıyor. bilgiler yükleyerek icabet ediliyor. Yakın zamana kadar bu form ve ek dosyalar ciddi paralar harcanarak fotokopi ile çoğaltılıp, dosyalanarak gönderiliyordu.

Günlerce bazen aylarca süren hummalı bekleşin sonunda, verilen tarih birkaç kez erteleniyor. Derken gizlice, sessizce açıklama yapılıyor. Sahte düzenekten haberdar olmayıp hâlâ sonucu bekleyenler olduğuna bahse girebilirim.

YILLARDIR SÜREGELEN, İSTENEREK VEYA İSTENMEYEREK DURDURULAMAYAN TALANIN MİNİMAL BİLANÇOSU:

Sinema Genel Müdürlüğü 2005 yılından bu yana 522 uzun metraj filme 219.369.646 TL destek vermiştir. 

2019 yılında; 57 adet belgesel film yapım projesine 4.284.000 TL, savrulmuş

22 adet senaryo ve diyalog yazım projesine 235.000 TL,  51 adet kısa film yapım projesine 737.000 TL, 11 adet animasyon film yapım projesine 270.000 TL olmak üzere toplam 141 projeye 5.526.000 TL destek sağlanmıştır.

2019 yılında yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirilen 102 projeye toplam 25.495.000 TL destek sağlanmıştır. 

2020’de: kemerler sıkıldı bir dilimde 3.384.000 liralık talan ve liyakatsizlik mafyası ile kapalı kapılar ardında paylaşılan ganimet gene FOS ÇIKTI.

NAMUSLU VE ADALETLİ OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR?

Genel Müdürlüğün amacı: Kültür mirasımızın gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak (mış. İnandınız mı?). Nitelikli eser üretimini teşvik etmek (miş.. Sıradanlık ve nicelik yerine muhtemelen nitelik sözcüğünü kullanmışlar. Niteliğin içini dolduracak bilgelikte, karakterde kimse var mı orada?)

Kuşaklara aktarımını bırakın, doğru dürüst kolu bacağı yerinde kaç tane yapıma tanık oldunuz?

ORTAK ŞİRKETLERİN OLUŞTURDUĞU TAŞERONLAR  VE SİNEMA MAFYASI.

ONYILLARDIR AĞINI KURMUŞ, KATLİAMDA KAZA ETMİYOR

Gerçek sinema sevdalılarının projeleri acımasızca elenirken, YETENEKLER görmezden gelinirken jürinin aralarında paslaşması, sinema destekleme kurumu aracılığı ile devletin/milletin milyonlarını

 hak hukuk, adalet, liyakat gözetmeksizin talan edenler bu arpalığı nereye kadar sürdürecek?

Gerçek dirayetli, sözde değil özde ‘adaletli’ yöneticiler iş başına gelince.

Neden herkes devekuşu gibi başını kuma gömüyor? Bu ülke müreffeh ülke seviyesine çıkması için öncelikle asalakları,  keneleri, haşereleri, zararlı böcekleri kadrolardan temizlemek gerekmektedir.

Bir tane dürüst BİREY iki olur, beş olur, bin olur; adalet meşalesini yakabilir.

FİİLLER VE FAİLLER

Bir festivalin belgesel ön jürisinde bulunmuştum. Gönderilen belgeselleri günlerce izledim. Notlarımı aldım. Seçimlerimi yaptım, sıralamamı belirledim. Jüri hiç yoktu, izlemedi bile emeksiz katılım akçelerini aldı sadece. Son günü organizasyonun İstanbul’dan gönderdiği temsilci, fikrimi sordu, tutmayınca desteklediği projeyi dayatmıştı bana. Hayır dedimse de o projeyi kazandırdı. Bu benim bizatihi yaşadığım vaka.

Bir çok edebiyat yarışmalarda bizim uşak kayırmalarına, yapılan haksızlıklara tanık oldum. Çerez, garnitür olmamak için, yıllardır seçici kurul üyesi olma tekliflerini hep geri çevirmişimdir. Öznel kararın her halükarda niteliğin önüne geçmesine engel olunamıyor. Ne kadar doğru bir sözdür: Parayı veren düdüğü çalarmış.

Ender örneklerden birini aktardı çok ödüllü bir yönetmen dostum. Tepeden işaret edilen iki filmin dayatmasına gönlü razı olmaz.

“Ben bu yanlış kararda yokum, gelin siz verin!” deyip jüriden çekilmiştir!

Böyle namuslu, liyakatli, hak hukuktan nasibini almış kaç tane ‘insan’ gösterebiliriz?

“Hak eden kazansın!” sloganı gazoz kapakları içinde, mantar arkasında kalmasın diyedir, ömrünü estetik duyarlıkla, sanat yolunda heba edenlere, farkındalığı olanlara yapılan ve yapılacak olan haksızlıklara, emek hırsızlarına, feodal sıradanlığa kim  engel olacak?

Filmi desteklenen yönetmen bir sonraki jüride bulunabiliyor olması ile minnet borcunu ödemesi için ona fırsat veriliyor. Tekkeyi bekleyenler haliyle nema kuyruğuna dahil oluyor. Derken zincirin halkaları eklenerek mirasyedilerin saltanatı sürüyor.

25 kuruşluk poşetin hesabını soranla çarçur edilen milyonlar için neden susar?

BU TALANCI ÇETELERİN DAR ALANDA PASLAŞMASI  SÜRERKEN;

NEDEN GÖRMEZDEN GELİNİYOR?

Bürokratlardan birine itiraz ettiğimde bana; “destek mafyasını kurmuşlar, bizim sözümüz geçmiyor!” gibi laf etmişti. Elbette bu örgütlü taviz ve havuz sisteminden çete elebaşları memnundu ki, Zülfi yâre dokunulmadı hiçbir zaman.

Jürideki bir yönetmen: “Öncelikle yukarıdan desteklenecek isimlerin listesi önümüzde. Onların projelerini geçirdikten sonra sıra bize geliyor. Herkes kendi destekleyeceği filmlerle  masaya oturuyor. İtiraz eden olmayınca, al gülüm ver gülüm. Birbirimize  paslaşıp destek vererek seçiyoruz. Kimsenin senaryo falan okuduğu yok.” Diyor.

Bir başka jüri üyesi: “Önce tepeden gelen projelere onay vermek zorundayız. Sonra bize aslan payı (Bana göre çakal, sırtlan payı) kalıyor. Maalesef ilk üçe girecek projeleri bile çöpe atıyoruz!” diyor.

Demek ki neymiş?

Destek alacak yapımcılar, yönetmenler koşuya başlamadan kazanan yarış atlarını zaten  belirlediler..  Ufak tefek teşvikler haricinde (değnekçiler ufak paralara tenezzül etmediği için)  Arpalık baştan paylaşılmış. Neden yarışma açılır ki? Gönderdiklerinin okunmayacağını bile bile neden onca sanat aşkı taşıyan insanın heyecanı ve umutlarıyla oynanır ki? Kılıfa sokmaya hiç gerek yok. Kendi aralarında paylaşıp gitsinler.

Dünya sinema sektöründe de  birkaç  yönetmen de kültür insanı haricinde her sahadaki gibi hezimetimizin sürme nedeni için kehanete gerek yok.

Gerçek sanat eserlerini, nitelikli sinema insanlarını yıllar yılı; yargılayan, tutuklayıp hapislerde süründüren kültür yoksunu devlet imajına yarabbi şükür  halel getirilmiyor.

Merak edenler için, itiraz edenler için; Daha detaylı bir araştırmayla talanın ve yapılmayanın bilançosunu çıkarmak hiç te zor değil..

Şayet kaldıysa bir iki namuslu, ar edip utanan otokontrollerini yapar. Umulur ki şapkalarına önlerine koyarlar. Ya da haramzadeliğin keyfini çıkarırlar.

*

Şimdi sinema sektörü içinde olanlara soruyorum: Her sene milyonlar talan edilerek bir seansta verilen aslan payları ortalama 250 projeden (beylik isimler haricinde) kamu oyunda ses getiren 5 proje sayabilir misiniz? Basit bir hesapla 10 senede 2500 proje  eder.

Sayın bakan, sayın genel müdür, bürokratlar ve seçici kukla zerzevat.

İmdi bu itirazlara suçlamanız hazırdır.

“Değerlendirmeye alınmayınca çamura yatılıyorlar! Kallavi işimize itiraz ediliyor!” diyeceksiniz.

YÜZLEŞELİM. BU BİZİM VATANDAŞLIK HAKKIMIZ!

Elimde reddedilen proje sunum dosyaları var. Kazandırdıklarınız ile çöpe attıklarınızın projelerini BAKANINIZLA, GENEL MÜDÜRÜNÜZLE  VE ZERZEVATLA KAMUOYU VE BASIN ÖNÜNDE ŞEFFAF MASAYA yatırıp incelemeye var mısınız?

Estetik ve nitelik göreceli değildir. Aklın yolu birse. Kriterler esas alınacaksa, beğeninin sana bana göresi yoktur. bilginiz yetersizse makamları meşgul etmeyin!

Estetik, yetkinlik ayrıştırma işlemini yapmak adına masaya oturmak ister misiniz?

YILLARDIR SÜREN BU UTANDIRAN YAĞMA, BİZLER SUSTUKÇA ÇOK DAHA SÜRECEK…

İsteriz ki:

1-  Son on yılın destek alan 2500 projenin Türk sinema tarihindeki yeri, misyonu ve  kazanımlarının akıbeti ve  dahi ne’liği kamuoyuna açıklansın.

2- Dokunulmazlığı olan SEÇİCİ (çetenin) JÜRİNİN isimleri açıklansın. Suiistimal var mı yok mu anlayabilelim. Yıllardır kimlerin tekelinde kapalı gişe oynayan bu vurguncu çetelerinin yaptığı kayırmaca ve haksızlıklar deşifre edilmeli.

“Devletin parasını haksız kazanç olarak cukkalanmasına zemin hazırlayanlar devlet malına zarar vermekten (adaletli ülkelerde cezası müebbettir.) yargılansın.

3. Destek verilen filmlerin seçici jüri ve bakanlık çalışanları ile ilişkileri kontrol edilsin, dönem içinde hesap bakiyeleri araştırılsın.

4. Destek verilen filmlerin akıbetinin gerçek raporları şeffaf olsun. Verilen teşviklerin niteliği, yapılan işlerin süreci ve sonucu, işin takibi kamuoyuna açıklansın Tarafsız, onurlu sivil inisiyatifle oluşacak komisyonlar kurulup harcamaların karşılığı kontrol edilişin. Suiistimallerin zararın bedeli ödettirilsin.

5 .Kör topal teslim edilen/ ya da hiç edilmeyen projelerin, fatura ve bütçe harcamalarının sahihliğinin,  talan edilen milyonlarca liranın akıbetinin müsebbiplerinden devlet zararının tazmini sağlansın.

KÜLTÜR BAKANLIĞI, SİNEMA DESTEKLEME KURULU/KURUMU YILLARDIR KAPALI GİŞE OYNUYOR. NEDEN  YOLSUZLUKLARIN HESABI SORULAMIYOR?

Bu haksızlığa herkes mi bigane diye düşünerek İnternette bir saatlik bir sörf/araştırma yaptım. Ortak mikrofona konuşanlar durumun vahametine, haksızlığın boyutlarına, yağmalamanın,  talanın, talancıların dar alanda paslaşmaların ne’liğine kulak verelim:

(YAZILARI ORİJİNAL HALLERİYLE  AKTARIYORUM)

https://eksisozluk.com/kultur-bakanliginin-750-000-tl-destek verdigi-filmler–5355176

– sektörün içinde olan biri olarak gördüğümüz şeyler karşısında her geçen gün hayrete düşüyorum. durum çok vahim. kültür bakanlığında komisyonla geçen projeler gırla gidiyor. adam diyor ki proje 75.000 alacak 25.000’i kesicem. yahu adamın uzun metraj projesi 900.000 tl destek almış, adamın oğluna da 50.000 tl belgesel yapım desteği verilmiş. merak edenler açıp baksınlar. milletin aklıyla alay edercesine ahlaksızca, pişkince paramızı yiyor herifler.

– yağma bunun adı. yazık ulan yazık.

– desteğe değer bulan o heyeti de, vereni de, alanı da buradan selamlıyorum. depremzedelere verdiği 15.000 tl’yi geri isteyen devlet şu filme batacağını bile bile 500.000 tl veriyor. umarım şu başlığı okumuşlardır da adam gibi çekin gelin lan derler. yoksa kültür bakanlığına kısa ve uzun metraj sinema filmi, belgesel projesi verip de onay alamayan insanlar bakanlığı topa tutacaktır. şu olay, işin başındakilerin ne denli liyakatsiz olduklarına bir delildir.

– film çekimine meraklı ve biraz bilgi sahibi liseli gençlere ver bir kamera çeker bunu. bu film salon felan bulamaz, hiç bir salon sahibi bunu oynatmaz. 3-5 salon belki. zarar edeceği için de alınan destek geri ödenmez, öyle bir kural var çünkü.

ne güzelde ayırıyorsunuz milleti birbirinizden. 50 bin diyen olmuş, maksimum 10 bin liraya çekilecek filmdir. lise öğrencisine ver daha iyisini çekmezse ben de bir şey bilmiyorum.

– bakan beyin haberi olmayabilir bu destekten. fetöcü bir yöneticiden destek almış 40-50 bin maliyetle çekilip sonrada kalanı himmet edilmiş olabilir diye düşündüren fragmana sahip film…

– açıkçası görüyorum ki bizim apartman koca devletten daha ciddiyetle yönetiliyor…

– şimdi bu ucubeyi (buna film denemez) hangi mantıkla destekledikleri belli. insanda az bir sinema kültürü varsa konusu günümüz şartlarında fazlaca klişe barındıran ,  oyunculuklar inanılmaz kötü bu filmi desteklemez, beğenmez. ama kendileri estetikten bihaber olduklarından sanat eseri diye dev camiler, ne amaca hizmet ettiği belli olmayan saat kuleleri, şehir merkezine çaydanlık yaptılar. sinemada da bunun karşılığı bu film olacak tabi, ideolojiyi versin yeter; içerik, senaryo, oyunculuğa gerek yok.

– yine birilerinin sermaye biriktirmesine sebep olacak film ve destektir. kim olduklarını da siz bulun.

– dostum film demişsin ama bu bildiğin kamu spotu.

– izleyeni ateist yapacak müthiş eser.
– bu kadar kötü bir propaganda gençler üzerine ters etki yaratacaktır muhtemelen.

– kültür bakanlığının kültür için değil de iktidar propagandası için para harcadığı

– genç sinemacılara onar bin lira yardım yapılsa, elli tane genç sinemacı faydalanır hem de o elli filmden en az biri bu filmleri donunda sallardı.

– elli bin liraya çekilebilecek bir film. sanırım bir tane sıfırı fazla atmışlar. yoksa hiç öyle hile hurda dönmez canım

– ohooo bu bütçeyle bu kalitede bir filmi çeker, üstüne de meyhaneye gider tüm meyhane müşterilerine “hesaplar benden” der, ordan çıkar pavyona gider dansöze, assoliste para yabıştırır, 10 şişe şampanya açtırırsın beaa… lan! yoksa?

– şu prodüksiyonu allah affetse box office affetmez.

– mesele doğru miktarda paraların yanlış zihniyetteki insanlara verilmesi. bu filmi çekmek için verilecek parayı kültür bakanlığı değil de diyanet verse yine anlaşılır fakat ne sanat veya kültürle ne de sinemayla alakası yok.

– şaşırdım mı hayır. ahbap, dost ilişkisi ile yürüyordu zaten senelerdir. ha ama bu kadar pespaye, lise müsameresinin bile yanından geçmeyecek işlere verilmesi. kültür bakanlığındaki kişilerin ne kadar donanımlı olduğunu gösteriyor.

– 500.000tl içerisinde hakkim varsa eğer; verene de, alana da, öz yumana da, yiyene de haram olsun.

– bir yandan da sağlam vurgun yapılmış belli. sorsan din, ahlak vs. vs. derler ama yetim hakkı, kul hakkı gibi değerleri hiçe sayarlar. utanma duyguları yok. bu arada listede daha ne filmler var. kültür bakanlığı sağlam para dağıtıyor yandaşlara.

– yazık lan kimin parasıysa.

– bedavaya bile gösterseler kimsenin gidip izlemeyeceği bir film olmuş.

– ulan yatırım bekleyen ne tübitak projeleri var, ne çalışmalar var, ne kadar teknoloji ve inovasyon girişimleri var. 500 bin lira nice projeyi ihya eder. birçok insana istihdam sağlar. belki ihracata katkı sağlayıp, ithal edilen ürünün yerel muadili olur. ama harcanan para ve ortaya çıkan şey ortada. bu yapımın kime ne faydası var? neden devletin parasını; benim vergimi böyle bir rezalet için harcıyorsunuz  sayın ……….?

– bu kalitede bir filmi 50.000 tl verirlerse çekerim. 40.000 tl’yi cebe atarım. demek ki birileri 490.000 cukkalamış. allah bereket versin dicem de vermiş zaten.

– uzun metraj gerçek kesit. birileri parayı cukkalamış yine. o değil de kendi propagandanız için film yapacaksanız biraz uğraşın da vergilerimizden tırtıkladığınız bu fonlar boşa gitmesin.

– bakanlığı bilmem ama benden 30 lira çalışır dediğim film. o da otobüs parası ; yönetmenliği bırakıp memleketine dönebilmesi için.

– fragmanı enseye düşen klima suyu damlası hissiyatı yaratan film.

– buram buram kalitesizlik kokan film. konusuna girmeden söylüyorum. oyunculuk, metin, çekim, vs… yazık olmuş 500 bine.

– fragmanlarından anlayabildiğim kadarıyla paris’te çekim falan yapılmamış. ya stock video kullanılmış, ya da paris’teki bir amatör fotoğrafçıyla anlaşılıp dsl-r kamerayla bir kaç plan amatör plan çekilip filme yamanmış. bazı sahnelerde de green box kullanılmış. mesela hapishane koridorunun ucundaki eyfel kulesi manzarasında.

– lise müsameresi gibi film. bana 500.000 tl bütçe versinler, yönetmen olmamama rağmen daha iyisini çekmezsem namerdim.

– çorap kokan filmdir.

– 7 yıldır dijital sinema kameralarıyla çalışıyorum. dijital görüntü teknisyeniyim. hikaye kısmı zaten gerektiği kadar yorumlanmış fakat teknik açıdan bakıldığında inanılmaz derecede bir dolandırıcılık mevcut.
– görüntüler oldukça çiğ. bu çiğlik alan derinliğinin olmayışı ışık kaynaklarının bariz bir şekilde belli olmasından ve yapılamayan renk düzenlemelerinden belli.

–  bu ekipmanı kullanacak ekip icin de tahminen 5000 bin tele gibi bir fiyat biçiyorum (normal şartlarda daha fazla tutar emeğin karşılığı). ekip dediğim de görüntü yönetemeyen, focus puller, 2. kamera asistanı.

– kalitesizlik, avamlık, seviyesizlik akıyor. hadi 500 bin verdiniz, işten anlayan (en azından sinemaya ilgi duyan) birilerine çektir filmi de o iğrenç fikirleriniz, izlenebilir bir hal alsın.( böyle diyorum çünkü her hangi bir konuşmasında, sohbetinde “sinema” kelimesi geçen biri bile böyle bir film çekmez. )

– sadece 2 dakikalık fragmanı izlemek bile işkence gibi geldi. sanırım bir dönem filmi yapmaya çalışılmış (onu bile yansıtamamışlar) aksi halde o dede 120 yaşında falan olmalı kurtuluş savaşına katılmışsa. bunu eleştirmek için söylemiyorum sadece anlamaya çalışıyorum niyeyse! çünkü eğer eleştirilecekse, kitapndndjjdekm. offf bu gereksiz şeye bu kadar dil dökmek fazla.

– yazık, sadece üzülüyorum. sinema yapmaya çalışıp üç kuruş parayla ne imkansızlıklarda film çekmeye çalışan yetenekli insanlar varken, bu paraların bu bayağı şeylere gitmesine çok üzülüyorum

– muhafazakar bir insan olarak, haram zıkkım olsun diyeceğim filmimsi. o paraları babanızın kesesinden vermiyorsunuz, 80 milyonun rızkından kesiyorsunuz. illa destek verecekseniz hak eden-hak edecek projelere verin. ben sıradan vatandaş olarak oynasam o kadar yapmacık rol yapamam. tabi devletin malı deniz yemeyen keriz anlayışından kurtulamadıkça bizden bir yol olmaz. memleketin sağcısı da solcusu da aynı. kim gelse kendi yandaşına yediriyor. hak, hukuk diye bir şey yok.

devletimiz sağolsun imbd de ilk onu zorlar bu film, ulan işiniz yok telefonun kamerası ile çekilmiş filme para yatırıyosun toplumdaki ayrışmaları arttırmak için bu arada oyunculuklar müthiş sakın gitmeyin aq

– … çekilse izlenir ama bu film izlenmez.

– kültür bakanlığı eğer fim gişede batarsa verdiği parayı geri almıyor. bu kalitede filmin gişede batması zaten şart, cebellezi ettiğin 400 bini de böylece kurtarırsın.

– içeriğini, ideolojisini geçtim hadi… ne haliniz varsa görün. ama bu nasıl bir ucuzluk, bu nasıl bir komedi? ömrü hayatınızda hiç mi film izlemediniz? hiç mi oyunculuk nedir görmediniz? bunu film diye bize sunarken hiç mi utanmayacaksınız? sadece sordum. valla…

– adam filmi maksimum 100 bin liraya çekmiş, 100 bin lira da devlet desteği almak için birilerine yedirse etti 200, kalan 300 cukka. ula iyi yöntem buldular yandaşları beslemek için. hem kendileri kazanıyor hem yandaşlar. araya da bi iki gerçekten destek verilecek film serpiştirdin mi tamamdır. ha film mi b..k gibi gözüküyor adamın yakınını bile çekmeye uğraşmayıp bilgisayarda zoom girmişler.

– nası feryaaaad figan eyler iken kendisi amın feryatlarıyla ilgilenen libidosu yüksek bir gencin dramını anlatan şey.

– o değil de, babanızın parası mı arkadaş bu saçmasapan şeylere dağıtıyorsunuz hazineyi? gidin kendi cebinizden sponsor olun olacaksanız.

-bu parayı kim verdi bu filme yada komisyondakiler kimler, oyuncular tanıdık değil, senaryo iyi değil, fragman iyi değil, bu filme bu parayı veren komisyondakiler ve aileleri inşallah gider filme dini anlatabilirsin ama öle güzel anlatırsın ki, herkes hayranlıkla izler,
fragmandan gördüğüm kadarıyla paranın yarısını ceplerine atmışlar.

– keşke topunuz bir felaket ile yok olsanız yerinize insan gelse, adam gelse.

-film işine mi girsek? devlet hazır kaynak gibi duruyor. ıphone ile film çeker movie maker da işi hallederiz. 500 bin lira cepte.

…………

  • Hiç mi güzel bir söz, tam puan beğeni olmaz?

*

  • Kepazelik diz boyu.. Bunlara alışmak zorunda mıyız?

Spor dünyasında yaşanan aleni emek hırsızı federasyon ve hakemlerin haksızlığı saç baş yoldurtuyor. Yönetimler Gâvur hakemler talep ediyor. Biz de jürilerin ve bürokratların gavurlardan ve dinsizlerden oluşturmasını talep ediyoruz! Belki biraz adaletle tanışırız. (Adalet, bardaki sarışen kız değil!)

*

SAYIN HER KİMSENİZ, NAMUSLU İNSANLAR ADINA SİZLERİ KINIYOR, PROTESTO EDİYORUM.  HANGİ MAHKEME, HANGİ KADIYA MÜLK OLDU.

ARDINIZDAN “ İYİ BİLİRDİK” DİYEN SAHTEKARLARIN TELKİN VE DUALARINA GÜVENMEYİN. ZULMEDENLERİN ÇÖPLÜĞÜNEE GÖMÜLECEKSİNİZ!

One thought on “SİNEMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARPALIĞINA NELER OLUYOR.”
  1. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI SİNEMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YILLARDIR
    DEVLETİN VE HALKIN PARALARININ SİNEMA DESTEĞİ ADI ALTINDA HAR VURUP
    HARMAN SAVRULMASINA SON VERİLMESİ İÇİN İTİRAZ EDELİM.

    Haksızlığa uğradığına inanan bir mağdurun paylaşımı söyle:
    “….Eylül ayının ikinci haftası toplanması gereken kurul herhangi neden vermeksizin toplanmıyor, yıl bitti herhangi haber yok, başvurular havada. Dönen paralar, kendi çevreleri için bir-iki ayakkabı kutusuyla ölçülebilir belki ama bizim hayatlarımız anlamına geliyor.”
    Bu talan, haksız kazanç, emek hırsızlığı düzeni, haram nemalanma bitmeli

    SİNEMA DESTEK/HİBE PARALARI NASIL PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR?
    KİMLER ÇALIYOR? KİMLER ‘CUKKALIYOR’?
    2020-1 Sayılı Sinema Destekleme Kurulunca; toplam 116 projenin 3.384.000 TL desteklenmesine karar verilmiştir. Senede iki kere veriliyor 2 ile çarp. Sonra bu rakamları onlarca yıllarla çarp işte o kadar talan edilmiş tüyü bitmedik yetim hakları.
    Bakanlık bildiri metni şöyle: “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca 5224 Sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında verilecek destekler için başvuru usulleri ile son başvuru ve değerlendirme toplantı tarihleri açıklandı.
    Destekleme Kurulu Madde 9’a göre; Destekleme başvurusunda bulunulan projeleri değerlendirmek ve desteklenecek olanları belirlemek üzere, Bakanlık bünyesinde Destekleme Kurulu oluşturulur. Kurul, Bakanlık temsilcisi ile ilgili alan meslek birliklerinin üyeleri arasından seçtiği birer üye ve sinema ile ilişkili alanlarda temayüz etmiş uzman kişilerden Bakanlıkça belirlenecek üç üyeden oluşur. Kurul üye sayısı onbeş kişiyi geçemez. İlgili alanda faaliyet gösteren meslek birliği sayısının onbirden fazla olması halinde, üye gönderecek birlikler önce kurulmuş olmaları dikkate alınarak belirlenir. Kurulun oluşturulmasında üye bildirimi açısından ortaya çıkan eksiklikler Bakanlıkça giderilir.
    Bütçeyi sorumsuzca talan eden kapalı gişelerini koordineli şekilde sayaçmatiği atlatıp duran, Aralarında koordineli bir şekilde şirketleşen güruhu, yerli talancılardan kurtarılıp dinsiz gavurlardan oluşturulmasını öneriyoruz)

    SANAT VE ESTETİK ADINA KURULAN DÜŞ DÜNYASI VE KARŞILIĞI:

    Bir ömür boyu biriktirdiği estetik, yazınsal donanım bilgi ile hayalindeki hikayenin filmini çekmek isteyenler için bir fırsat doğmuştur. Ne güzel değil mi? Devlet, “ yapımcı bulamayan değerlerin imdadına yetişti!..” diye düşünüyoruz.
    Karmaşık ve kapalı gişe bildirimlerle öğrenebildiğimiz davete; Günlerce uzun mesailerle istenen bir tez boyutundaki formları dolduruyor, formaliteler tamamlanıyor. bilgiler yükleyerek icabet ediliyor. Yakın zamana kadar bu form ve ek dosyalar ciddi paralar harcanarak fotokopi ile çoğaltılıp, dosyalanarak gönderiliyordu.
    Günlerce bazen aylarca süren hummalı bekleşin sonunda, verilen tarih birkaç kez erteleniyor. Derken gizlice, sessizce açıklama yapılıyor. Sahte düzenekten haberdar olmayıp hâlâ sonucu bekleyenler olduğuna bahse girebilirim.

    YILLARDIR SÜREGELEN, İSTENEREK VEYA İSTENMEYEREK DURDURULAMAYAN TALANIN MİNİMAL BİLANÇOSU:

    Sinema Genel Müdürlüğü 2005 yılından bu yana 522 uzun metraj filme 219.369.646 TL destek vermiştir.
    2019 yılında; 57 adet belgesel film yapım projesine 4.284.000 TL, savrulmuş
    22 adet senaryo ve diyalog yazım projesine 235.000 TL, 51 adet kısa film yapım projesine 737.000 TL, 11 adet animasyon film yapım projesine 270.000 TL olmak üzere toplam 141 projeye 5.526.000 TL destek sağlanmıştır.
    2019 yılında yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirilen 102 projeye toplam 25.495.000 TL destek sağlanmıştır.
    2020’de: kemerler sıkıldı bir dilimde 3.384.000 liralık talan ve liyakatsizlik mafyası ile kapalı kapılar ardında paylaşılan ganimet gene FOS ÇIKTI.

    NAMUSLU VE ADALETLİ OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR?

    Genel Müdürlüğün amacı: Kültür mirasımızın gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak (mış. İnandınız mı?). Nitelikli eser üretimini teşvik etmek (miş.. Sıradanlık ve nicelik yerine muhtemelen nitelik sözcüğünü kullanmışlar. Niteliğin içini dolduracak bilgelikte, karakterde kimse var mı orada?)
    Kuşaklara aktarımını bırakın, doğru dürüst kolu bacağı yerinde kaç tane yapıma tanık oldunuz?

    ORTAK ŞİRKETLERİN OLUŞTURDUĞU TAŞERONLAR VE SİNEMA MAFYASI.
    ONYILLARDIR AĞINI KURMUŞ, KATLİAMDA KAZA ETMİYOR

    Gerçek sinema sevdalılarının projeleri acımasızca elenirken, YETENEKLER görmezden gelinirken jürinin aralarında paslaşması, sinema destekleme kurumu aracılığı ile devletin/milletin milyonlarını hak hukuk, adalet, liyakat gözetmeksizin talan edenler bu arpalığı nereye kadar sürdürecek?
    Gerçek dirayetli, sözde değil özde ‘adaletli’ yöneticiler iş başına gelince.
    Neden herkes devekuşu gibi başını kuma gömüyor? Bu ülke müreffeh ülke seviyesine çıkması için öncelikle asalakları, keneleri, haşereleri, zararlı böcekleri kadrolardan temizlemek gerekmektedir.
    Bir tane dürüst BİREY iki olur, beş olur, bin olur; adalet meşalesini yakabilir.

    FİİLLER VE FAİLLER

    Bir festivalin belgesel ön jürisinde bulunmuştum. Gönderilen belgeselleri günlerce izledim. Notlarımı aldım. Seçimlerimi yaptım, sıralamamı belirledim. Jüri hiç yoktu, izlemedi bile emeksiz katılım akçelerini aldı sadece. Son günü organizasyonun İstanbul’dan gönderdiği temsilci, fikrimi sordu, tutmayınca desteklediği projeyi dayatmıştı bana. Hayır dedimse de o projeyi kazandırdı. Bu benim bizatihi yaşadığım vaka.
    Bir çok edebiyat yarışmalarda bizim uşak kayırmalarına, yapılan haksızlıklara tanık oldum. Çerez, garnitür olmamak için, yıllardır seçici kurul üyesi olma tekliflerini hep geri çevirmişimdir. Öznel kararın her halükarda niteliğin önüne geçmesine engel olunamıyor. Ne kadar doğru bir sözdür: Parayı veren düdüğü çalarmış.
    Ender örneklerden birini aktardı çok ödüllü bir yönetmen dostum. Tepeden işaret edilen iki filmin dayatmasına gönlü razı olmaz.
    “Ben bu yanlış kararda yokum, gelin siz verin!” deyip jüriden çekilmiştir!
    Böyle namuslu, liyakatli, hak hukuktan nasibini almış kaç tane ‘insan’ gösterebiliriz?
    “Hak eden kazansın!” sloganı gazoz kapakları içinde, mantar arkasında kalmasın diyedir, ömrünü estetik duyarlıkla, sanat yolunda heba edenlere, farkındalığı olanlara yapılan ve yapılacak olan haksızlıklara, emek hırsızlarına, feodal sıradanlığa kim engel olacak?
    Filmi desteklenen yönetmen bir sonraki jüride bulunabiliyor olması ile minnet borcunu ödemesi için ona fırsat veriliyor. Tekkeyi bekleyenler haliyle nema kuyruğuna dahil oluyor. Derken zincirin halkaları eklenerek mirasyedilerin saltanatı sürüyor.
    25 kuruşluk poşetin hesabını soranla çarçur edilen milyonlar için neden susar?

    BU TALANCI ÇETELERİN DAR ALANDA PASLAŞMASI SÜRERKEN;
    NEDEN GÖRMEZDEN GELİNİYOR?

    Bürokratlardan birine itiraz ettiğimde bana; “destek mafyasını kurmuşlar, bizim sözümüz geçmiyor!” gibi laf etmişti. Elbette bu örgütlü taviz ve havuz sisteminden çete elebaşları memnundu ki, Zülfi yâre dokunulmadı hiçbir zaman.
    Jürideki bir yönetmen: “Öncelikle yukarıdan desteklenecek isimlerin listesi önümüzde. Onların projelerini geçirdikten sonra sıra bize geliyor. Herkes kendi destekleyeceği filmlerle masaya oturuyor. İtiraz eden olmayınca, al gülüm ver gülüm. Birbirimize paslaşıp destek vererek seçiyoruz. Kimsenin senaryo falan okuduğu yok.” Diyor.
    Bir başka jüri üyesi: “Önce tepeden gelen projelere onay vermek zorundayız. Sonra bize aslan payı (Bana göre çakal, sırtlan payı) kalıyor. Maalesef ilk üçe girecek projeleri bile çöpe atıyoruz!” diyor.
    Demek ki neymiş?
    Destek alacak yapımcılar, yönetmenler koşuya başlamadan kazanan yarış atlarını zaten belirlediler.. Ufak tefek teşvikler haricinde (değnekçiler ufak paralara tenezzül etmediği için) Arpalık baştan paylaşılmış. Neden yarışma açılır ki? Gönderdiklerinin okunmayacağını bile bile neden onca sanat aşkı taşıyan insanın heyecanı ve umutlarıyla oynanır ki? Kılıfa sokmaya hiç gerek yok. Kendi aralarında paylaşıp gitsinler.
    Dünya sinema sektöründe de birkaç yönetmen de kültür insanı haricinde her sahadaki gibi hezimetimizin sürme nedeni için kehanete gerek yok.
    Gerçek sanat eserlerini, nitelikli sinema insanlarını yıllar yılı; yargılayan, tutuklayıp hapislerde süründüren kültür yoksunu devlet imajına yarabbi şükür halel getirilmiyor.
    Merak edenler için, itiraz edenler için; Daha detaylı bir araştırmayla talanın ve yapılmayanın bilançosunu çıkarmak hiç te zor değil..
    Şayet kaldıysa bir iki namuslu, ar edip utanan otokontrollerini yapar. Umulur ki şapkalarına önlerine koyarlar. Ya da haramzadeliğin keyfini çıkarırlar.
    *
    Şimdi sinema sektörü içinde olanlara soruyorum: Her sene milyonlar talan edilerek bir seansta verilen aslan payları ortalama 250 projeden (beylik isimler haricinde) kamu oyunda ses getiren 5 proje sayabilir misiniz? Basit bir hesapla 10 senede 2500 proje eder.
    Sayın bakan, sayın genel müdür, bürokratlar ve seçici kukla zerzevat.
    İmdi bu itirazlara suçlamanız hazırdır.
    “Değerlendirmeye alınmayınca çamura yatılıyorlar! Kallavi işimize itiraz ediliyor!” diyeceksiniz.

    YÜZLEŞELİM. BU BİZİM VATANDAŞLIK HAKKIMIZ!

    Elimde reddedilen proje sunum dosyaları var. Kazandırdıklarınız ile çöpe attıklarınızın projelerini BAKANINIZLA, GENEL MÜDÜRÜNÜZLE VE ZERZEVATLA KAMUOYU VE BASIN ÖNÜNDE ŞEFFAF MASAYA yatırıp incelemeye var mısınız?
    Estetik ve nitelik göreceli değildir. Aklın yolu birse. Kriterler esas alınacaksa, beğeninin sana bana göresi yoktur. bilginiz yetersizse makamları meşgul etmeyin!
    Estetik, yetkinlik ayrıştırma işlemini yapmak adına masaya oturmak ister misiniz?

    YILLARDIR SÜREN BU UTANDIRAN YAĞMA, BİZLER SUSTUKÇA ÇOK DAHA SÜRECEK…
    İsteriz ki:
    1- Son on yılın destek alan 2500 projenin Türk sinema tarihindeki yeri, misyonu ve kazanımlarının akıbeti ve dahi ne’liği kamuoyuna açıklansın.
    2- Dokunulmazlığı olan SEÇİCİ (çetenin) JÜRİNİN isimleri açıklansın. Suiistimal var mı yok mu anlayabilelim. Yıllardır kimlerin tekelinde kapalı gişe oynayan bu vurguncu çetelerinin yaptığı kayırmaca ve haksızlıklar deşifre edilmeli.
    “Devletin parasını haksız kazanç olarak cukkalanmasına zemin hazırlayanlar devlet malına zarar vermekten (adaletli ülkelerde cezası müebbettir.) yargılansın.
    3. Destek verilen filmlerin seçici jüri ve bakanlık çalışanları ile ilişkileri kontrol edilsin, dönem içinde hesap bakiyeleri araştırılsın.
    4. Destek verilen filmlerin akıbetinin gerçek raporları şeffaf olsun. Verilen teşviklerin niteliği, yapılan işlerin süreci ve sonucu, işin takibi kamuoyuna açıklansın Tarafsız, onurlu sivil inisiyatifle oluşacak komisyonlar kurulup harcamaların karşılığı kontrol edilişin. Suiistimallerin zararın bedeli ödettirilsin.
    5 .Kör topal teslim edilen/ ya da hiç edilmeyen projelerin, fatura ve bütçe harcamalarının sahihliğinin, talan edilen milyonlarca liranın akıbetinin müsebbiplerinden devlet zararının tazmini sağlansın.

    KÜLTÜR BAKANLIĞI, SİNEMA DESTEKLEME KURULU/KURUMU YILLARDIR KAPALI GİŞE OYNUYOR. NEDEN YOLSUZLUKLARIN HESABI SORULAMIYOR?

    Bu haksızlığa herkes mi bigane diye düşünerek İnternette bir saatlik bir sörf/araştırma yaptım. Ortak mikrofona konuşanlar durumun vahametine, haksızlığın boyutlarına, yağmalamanın, talanın, talancıların dar alanda paslaşmaların ne’liğine kulak verelim:

    (YAZILARI ORİJİNAL HALLERİYLE AKTARIYORUM)
    https://eksisozluk.com/kultur-bakanliginin-750-000-tl-destek verdigi-filmler–5355176

    – sektörün içinde olan biri olarak gördüğümüz şeyler karşısında her geçen gün hayrete düşüyorum. durum çok vahim. kültür bakanlığında komisyonla geçen projeler gırla gidiyor. adam diyor ki proje 75.000 alacak 25.000’i kesicem. yahu adamın uzun metraj projesi 900.000 tl destek almış, adamın oğluna da 50.000 tl belgesel yapım desteği verilmiş. merak edenler açıp baksınlar. milletin aklıyla alay edercesine ahlaksızca, pişkince paramızı yiyor herifler.
    – yağma bunun adı. yazık ulan yazık.
    – desteğe değer bulan o heyeti de, vereni de, alanı da buradan selamlıyorum. depremzedelere verdiği 15.000 tl’yi geri isteyen devlet şu filme batacağını bile bile 500.000 tl veriyor. umarım şu başlığı okumuşlardır da adam gibi çekin gelin lan derler. yoksa kültür bakanlığına kısa ve uzun metraj sinema filmi, belgesel projesi verip de onay alamayan insanlar bakanlığı topa tutacaktır. şu olay, işin başındakilerin ne denli liyakatsiz olduklarına bir delildir.
    – film çekimine meraklı ve biraz bilgi sahibi liseli gençlere ver bir kamera çeker bunu. bu film salon felan bulamaz, hiç bir salon sahibi bunu oynatmaz. 3-5 salon belki. zarar edeceği için de alınan destek geri ödenmez, öyle bir kural var çünkü.
    – ne güzelde ayırıyorsunuz milleti birbirinizden. 50 bin diyen olmuş, maksimum 10 bin liraya çekilecek filmdir. lise öğrencisine ver daha iyisini çekmezse ben de bir şey bilmiyorum.
    – bakan beyin haberi olmayabilir bu destekten. fetöcü bir yöneticiden destek almış 40-50 bin maliyetle çekilip sonrada kalanı himmet edilmiş olabilir diye düşündüren fragmana sahip film…
    – açıkçası görüyorum ki bizim apartman koca devletten daha ciddiyetle yönetiliyor…
    – şimdi bu ucubeyi (buna film denemez) hangi mantıkla destekledikleri belli. insanda az bir sinema kültürü varsa konusu günümüz şartlarında fazlaca klişe barındıran , oyunculuklar inanılmaz kötü bu filmi desteklemez, beğenmez. ama kendileri estetikten bihaber olduklarından sanat eseri diye dev camiler, ne amaca hizmet ettiği belli olmayan saat kuleleri, şehir merkezine çaydanlık yaptılar. sinemada da bunun karşılığı bu film olacak tabi, ideolojiyi versin yeter; içerik, senaryo, oyunculuğa gerek yok.
    – yine birilerinin sermaye biriktirmesine sebep olacak film ve destektir. kim olduklarını da siz bulun.
    – dostum film demişsin ama bu bildiğin kamu spotu.
    – izleyeni ateist yapacak müthiş eser.
    – bu kadar kötü bir propaganda gençler üzerine ters etki yaratacaktır muhtemelen.
    – kültür bakanlığının kültür için değil de iktidar propagandası için para harcadığı
    – genç sinemacılara onar bin lira yardım yapılsa, elli tane genç sinemacı faydalanır hem de o elli filmden en az biri bu filmleri donunda sallardı.
    – elli bin liraya çekilebilecek bir film. sanırım bir tane sıfırı fazla atmışlar. yoksa hiç öyle hile hurda dönmez canım
    – ohooo bu bütçeyle bu kalitede bir filmi çeker, üstüne de meyhaneye gider tüm meyhane müşterilerine “hesaplar benden” der, ordan çıkar pavyona gider dansöze, assoliste para yabıştırır, 10 şişe şampanya açtırırsın beaa… lan! yoksa?
    – şu prodüksiyonu allah affetse box office affetmez.
    – mesele doğru miktarda paraların yanlış zihniyetteki insanlara verilmesi. bu filmi çekmek için verilecek parayı kültür bakanlığı değil de diyanet verse yine anlaşılır fakat ne sanat veya kültürle ne de sinemayla alakası yok.
    – şaşırdım mı hayır. ahbap, dost ilişkisi ile yürüyordu zaten senelerdir. ha ama bu kadar pespaye, lise müsameresinin bile yanından geçmeyecek işlere verilmesi. kültür bakanlığındaki kişilerin ne kadar donanımlı olduğunu gösteriyor.
    – 500.000tl içerisinde hakkim varsa eğer; verene de, alana da, öz yumana da, yiyene de haram olsun.
    – bir yandan da sağlam vurgun yapılmış belli. sorsan din, ahlak vs. vs. derler ama yetim hakkı, kul hakkı gibi değerleri hiçe sayarlar. utanma duyguları yok. bu arada listede daha ne filmler var. kültür bakanlığı sağlam para dağıtıyor yandaşlara.
    – yazık lan kimin parasıysa.
    – bedavaya bile gösterseler kimsenin gidip izlemeyeceği bir film olmuş.
    – ulan yatırım bekleyen ne tübitak projeleri var, ne çalışmalar var, ne kadar teknoloji ve inovasyon girişimleri var. 500 bin lira nice projeyi ihya eder. birçok insana istihdam sağlar. belki ihracata katkı sağlayıp, ithal edilen ürünün yerel muadili olur. ama harcanan para ve ortaya çıkan şey ortada. bu yapımın kime ne faydası var? neden devletin parasını; benim vergimi böyle bir rezalet için harcıyorsunuz sayın ……….?
    – bu kalitede bir filmi 50.000 tl verirlerse çekerim. 40.000 tl’yi cebe atarım. demek ki birileri 490.000 cukkalamış. allah bereket versin dicem de vermiş zaten.
    – uzun metraj gerçek kesit. birileri parayı cukkalamış yine. o değil de kendi propagandanız için film yapacaksanız biraz uğraşın da vergilerimizden tırtıkladığınız bu fonlar boşa gitmesin.
    – bakanlığı bilmem ama benden 30 lira çalışır dediğim film. o da otobüs parası ; yönetmenliği bırakıp memleketine dönebilmesi için.
    – fragmanı enseye düşen klima suyu damlası hissiyatı yaratan film.
    – buram buram kalitesizlik kokan film. konusuna girmeden söylüyorum. oyunculuk, metin, çekim, vs… yazık olmuş 500 bine.
    – fragmanlarından anlayabildiğim kadarıyla paris’te çekim falan yapılmamış. ya stock video kullanılmış, ya da paris’teki bir amatör fotoğrafçıyla anlaşılıp dsl-r kamerayla bir kaç plan amatör plan çekilip filme yamanmış. bazı sahnelerde de green box kullanılmış. mesela hapishane koridorunun ucundaki eyfel kulesi manzarasında.
    – lise müsameresi gibi film. bana 500.000 tl bütçe versinler, yönetmen olmamama rağmen daha iyisini çekmezsem namerdim.
    – çorap kokan filmdir.
    – 7 yıldır dijital sinema kameralarıyla çalışıyorum. dijital görüntü teknisyeniyim. hikaye kısmı zaten gerektiği kadar yorumlanmış fakat teknik açıdan bakıldığında inanılmaz derecede bir dolandırıcılık mevcut.
    – görüntüler oldukça çiğ. bu çiğlik alan derinliğinin olmayışı ışık kaynaklarının bariz bir şekilde belli olmasından ve yapılamayan renk düzenlemelerinden belli.

    – bu ekipmanı kullanacak ekip icin de tahminen 5000 bin tele gibi bir fiyat biçiyorum (normal şartlarda daha fazla tutar emeğin karşılığı). ekip dediğim de görüntü yönetemeyen, focus puller, 2. kamera asistanı.
    – kalitesizlik, avamlık, seviyesizlik akıyor. hadi 500 bin verdiniz, işten anlayan (en azından sinemaya ilgi duyan) birilerine çektir filmi de o iğrenç fikirleriniz, izlenebilir bir hal alsın.( böyle diyorum çünkü her hangi bir konuşmasında, sohbetinde “sinema” kelimesi geçen biri bile böyle bir film çekmez. )
    – sadece 2 dakikalık fragmanı izlemek bile işkence gibi geldi. sanırım bir dönem filmi yapmaya çalışılmış (onu bile yansıtamamışlar) aksi halde o dede 120 yaşında falan olmalı kurtuluş savaşına katılmışsa. bunu eleştirmek için söylemiyorum sadece anlamaya çalışıyorum niyeyse! çünkü eğer eleştirilecekse, kitapndndjjdekm. offf bu gereksiz şeye bu kadar dil dökmek fazla.
    – yazık, sadece üzülüyorum. sinema yapmaya çalışıp üç kuruş parayla ne imkansızlıklarda film çekmeye çalışan yetenekli insanlar varken, bu paraların bu bayağı şeylere gitmesine çok üzülüyorum
    – muhafazakar bir insan olarak, haram zıkkım olsun diyeceğim filmimsi. o paraları babanızın kesesinden vermiyorsunuz, 80 milyonun rızkından kesiyorsunuz. illa destek verecekseniz hak eden-hak edecek projelere verin. ben sıradan vatandaş olarak oynasam o kadar yapmacık rol yapamam. tabi devletin malı deniz yemeyen keriz anlayışından kurtulamadıkça bizden bir yol olmaz. memleketin sağcısı da solcusu da aynı. kim gelse kendi yandaşına yediriyor. hak, hukuk diye bir şey yok.
    – devletimiz sağolsun imbd de ilk onu zorlar bu film, ulan işiniz yok telefonun kamerası ile çekilmiş filme para yatırıyosun toplumdaki ayrışmaları arttırmak için bu arada oyunculuklar müthiş sakın gitmeyin aq
    – … çekilse izlenir ama bu film izlenmez.
    – kültür bakanlığı eğer fim gişede batarsa verdiği parayı geri almıyor. bu kalitede filmin gişede batması zaten şart, cebellezi ettiğin 400 bini de böylece kurtarırsın.
    – içeriğini, ideolojisini geçtim hadi… ne haliniz varsa görün. ama bu nasıl bir ucuzluk, bu nasıl bir komedi? ömrü hayatınızda hiç mi film izlemediniz? hiç mi oyunculuk nedir görmediniz? bunu film diye bize sunarken hiç mi utanmayacaksınız? sadece sordum. valla…
    – adam filmi maksimum 100 bin liraya çekmiş, 100 bin lira da devlet desteği almak için birilerine yedirse etti 200, kalan 300 cukka. ula iyi yöntem buldular yandaşları beslemek için. hem kendileri kazanıyor hem yandaşlar. araya da bi iki gerçekten destek verilecek film serpiştirdin mi tamamdır. ha film mi b..k gibi gözüküyor adamın yakınını bile çekmeye uğraşmayıp bilgisayarda zoom girmişler.
    – nası feryaaaad figan eyler iken kendisi amın feryatlarıyla ilgilenen libidosu yüksek bir gencin dramını anlatan şey.
    – o değil de, babanızın parası mı arkadaş bu saçmasapan şeylere dağıtıyorsunuz hazineyi? gidin kendi cebinizden sponsor olun olacaksanız.
    -bu parayı kim verdi bu filme yada komisyondakiler kimler, oyuncular tanıdık değil, senaryo iyi değil, fragman iyi değil, bu filme bu parayı veren komisyondakiler ve aileleri inşallah gider filme dini anlatabilirsin ama öle güzel anlatırsın ki, herkes hayranlıkla izler,
    fragmandan gördüğüm kadarıyla paranın yarısını ceplerine atmışlar.
    – keşke topunuz bir felaket ile yok olsanız yerinize insan gelse, adam gelse.
    -film işine mi girsek? devlet hazır kaynak gibi duruyor. ıphone ile film çeker movie maker da işi hallederiz. 500 bin lira cepte.
    …………
    – Hiç mi güzel bir söz, tam puan beğeni olmaz?
    *
    – Kepazelik diz boyu.. Bunlara alışmak zorunda mıyız?
    Spor dünyasında yaşanan aleni emek hırsızı federasyon ve hakemlerin haksızlığı saç baş yoldurtuyor. Yönetimler Gâvur hakemler talep ediyor. Biz de jürilerin ve bürokratların gavurlardan ve dinsizlerden oluşturmasını talep ediyoruz! Belki biraz adaletle tanışırız. (Adalet, bardaki sarışen kız değil!)
    *
    SAYIN HER KİMSENİZ, NAMUSLU İNSANLAR ADINA SİZLERİ KINIYOR, PROTESTO EDİYORUM. HANGİ MAHKEME, HANGİ KADIYA MÜLK OLDU.
    ARDINIZDAN “ İYİ BİLİRDİK” DİYEN SAHTEKARLARIN TELKİN VE DUALARINA GÜVENMEYİN. ZULMEDENLERİN ÇÖPLÜĞÜNEE GÖMÜLECEKSİNİZ!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.