• Nisan 20, 2024

PANDEMİ GÜNLERİNDEN: KARANTİNA SESSİZLİĞİNDE MÜZİĞİN HALLERİ

BySemih Hasançebi

Eyl 12, 2020

2020’ye günler kala adını çok uzaklardan duymaya başladığımızda, hangimiz küresel gündemi ekonomik, politik ve sosyal açılardan kuşatacağını tahmin edebilirdi…

Başlangıçta insanlık olarak bağışıklık sistemimizin hiç aşina olmadığı, dolayısıyla bünyelerimizin direnç potansiyeline dair fikir sahibi olmadığımız günlerden, kısa bir sürede bol spekülasyonlu ve eşzamanlı olarak ilgili otoriteler tarafından sunulan bol verili envai çeşit çıktıyı şaşkın, endişeli, kaygılı veya kayıtsız gibi farklı duygulanımlarla takip ettiğimiz günler yaşadık. Başka ülkeler özelindeki gelişmeler ve alınan önlemlere kulak kabartma halimizden ülkemizdeki vakaların tespit edilmesine geçişimiz henüz çok yeni. Dünya Sağlık Örgütü ise 11 Mart’ta COVID-19’un kıtalar arasında bulaşıcılığının devam edeceğini öngörerek pandemi ilan etti. Gündelik hayata pek yabancı tınlayan bu kelimeyi, en son on küsur yıl önce domuz gribi salgınından hatırlayanlar olacaktır. Gelin görün ki, son dört ay içinde yaşanılan gelişmeleri düşününce, koronavirüsü ailesinin son modeli (2019-nCoV olarak da geçen) COVID-19 ile yepyeni bir pandemi hali yaşıyoruz.

Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine baktığımızda, söz konusu virüsün başka kişilere bulaşma hızının 2–2.5 kat olması sonucunda COVID-19’a karşı, aşina olduğumuz grip hastalığına kıyasla, daha temkinli olmamız gerektiği sonucuna ulaşıyoruz. Ciddiyet durumu açısından ise şimdiye kadar bilinen vakaların %80’inin hafif geçtiği, geri kalan oranın şiddetli ve kritik enfeksiyonları oluştuğunu; yaşlı ve eşlik eden hastalığı olanlarda vakaların daha şiddetli olabildiğini gösteren, kaba hesapla %3–4 arasında seyreden ölüm oranıyla da başta kendi sağlığımıza ve risk grubundaki kişilere duyarlı olmaya yönelten bir tabloyla karşılaşmaktayız. Haliyle, önceden aşina olmadığımız bir virüs türünü topyekün anlamaya çalışma hali, gribe göre bulaşma hızının bir miktar daha yüksek oluşu ve riskli koşulların varlığı; bugünlerde artan sınır kapılarının kapanması, uçak seferi ve etkinlik iptalleri/ertelemeleri, okul ve iş yerlerindeki hayat akışının fiziksel düzeyde minimize edilmesi, evden çalışma ve çevrimiçi eğitime dair fikir alışverişleri ve aniden sosyal mesafelenme kavramıyla tanışmamızı anlaşılır kılıyor.

Siz yine de virüs hakkında Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü, Türk Tabipleri Birliği, Klimik Derneği gibi otoriteler aracılığıyla bilgi edinin 

Konuya müziğe dair etkinlik ve pratikler özelinde göz attığımızda, Mart ayı yurt içi ve yurt dışında pek çok performans iptali/ertelenmesi gelişmelerinin habercisi oldu. Görünüşe göre de, iptal ve ertelemelerle beraber küresel müzik çevreleri arasında iptallerden dolayı oluşan maddi kayıplar ile çevrim içi konser pratikleri arasında pandeminin yansımalarına şahit olmaya devam edeceğiz. COVID-19 salgını ve müzik ilişkisinin gelecekte sadece kayıp ve fırsat ekseninde anılmayacağını ise bu hafta İtalya gösterdi.

Güncel verilere göre Çin’den sonra salgının en yoğun şekilde yaşandığı İtalya, deneyimlediği süreç ve aldığı önlemlerle dikkatleri hızla üstüne çekmişti. Şubat ayının son çeyreğinde ilk vakanın görüldüğü, ardından Kuzey İtalya bölgesinin karantina altına alındığını duyduğumuz ülke; 9 Mart itibariyle karantina kapsamına tüm sınırlarını dahil etmişti. Vatandaşlarının sadece acil sağlık hizmeti ve iş için, sokağa çıkma nedenlerini polislere beyan dosyası göstererek, evlerinden ayrılabildiği ve pandemi ilanının ardından da çalışma izninin yalnızca marketler ve eczaneler ile kısıtlandığı zamanlar yaşamaktaydı. Sosyal medyada en azından birine denk gelmiş olabileceğiniz bir dizi video; karantina ıssızlığında yaşayan bir ülkenin, farklı bölgelerinde salgını önleme kurallarına uyarak şenlikli bir ortamın yaratılabileceğini kanıtladı.

Ortamın hazırlanması, İtalyan caz-funk icra eden 18 kişilik sokak müziği grubu Fanfaroma’nın Cuma gününe işaret eden Flashmod Sonoro! adlı bir Facebook etkinliği oluşturmasına dayanmış. 24 bin küsuru aşkın kişinin cevapladığı etkinlik, fiziksel dünyada kitlelerin birbirleriyle temasının tamamen durduğu bir zamanda insanları müzikal yeterlik kriterleri ve mükemmellik beklentilerini rafa kaldırıp müziğin iyileştirici yanını hatırlamalarına teşvik etmiş. Çağrı sonucunda ülkenin her bir tarafından paylaşılan görüntüler, insanların birbirleriyle pencereler ve balkonlar arası güvenli bir mesafe içinde nasıl kaynaşabileceğini ve sağlıklarını korurken sosyal ilişkilerini canlı tutabileceklerinin yanıtını verir nitelikte.

İtalya milli marşından güncel popa, yerel müzikten İtalyanca sözlü Guantanamera melodisine; müzisyen olan veya olmayan herkesin kendi havasında şarkı söylediği, enstrüman çaldığı veya dj performansı gerçekleştirdiği görüntüler, müzik sosyologları için belki de keşfedilmeyi bekleyen bir cevher. Mesafeyi akademik çalışma motivasyonundan bağımsız alacaklar içinse, bir bakıma hayatın belirsizlik içindeki sadeliğinin bir yansıması.

Kaynak:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.